Açık açık sevgimizi söyleyemeyen bir toplumuz biz.
Kendi büyüklerimizden de öyle görmedik, çünkü onlar da kendi büyüklerinden öyle görmediler.
Kimsenin eksiği, suçu yok.
Ama biz biliyoruz artık, kelimelerin ne kadar etkili, ne kadar derin manalarla bezenmiş ve ne kadar unutulmaz olduğunu.
Çocuklarımızın gözlerinin içine bakıp “Yavrum, iyi ki varsın, seni çok seviyorum. Bu ev seninle çok anlamlı, seninle güzel. Hayatımı güzelleştiriyorsun. Her gün, seninle birlikte olduğum için defalarca şükrediyorum. Sarılalım mı birbirimize?” diyebiliriz.
Daha da söyleriz, daha da…
İçimizden geldiği gibi.
Çünkü içimizden gelmiyor olamaz…
Olsa olsa içimizden geleni dışa aktaramıyoruzdur.
Bugüne kadar alıştığımız sevgiyi söylemeye çekinme ama bir şekilde gösterme anlayışına suskun sevgi diyelim.
Hem gösterdiğimiz hem söylediğimiz, içimizdeki sevgiyi bir ayna gibi gösterdiğimiz ve o çağıltının, cıvıltının sesini duyurabildiğimiz hâlin adı coşkun sevgi olsun hadi.
Bir de sevmek ama ne göstermek, ne söylemek var.
En fenası bu.
İnsan bakıp duruyor o gizlenmiş sevgiyi bir an görebilmek için.
Ona da yoksun sevgi diyelim.
Ve hepimizden uzak olmasını dileyelim…
Oyuncu Anne – Şermin Yaşar