Olgun insan olmak parası olmak ya da okula gitmekten farklı bir şey!
Olgun insan olmadan anne olan birinin çevresinde bulunan bir okurum uzun bir mektup yazarak içini dökmüş.
Hepimizin yorgun ve gergin zamanları olacaktır, bu doğal.
Umarım bu tür paylaşımlarla, çocuklarımızla ilişkilerimizde daha duyarlı olmamız gerektiğini hatırlarız.
Uzun mektubu kısaltarak aşağıda paylaşıyorum.
***
İstinye Park’ta popüler bir restoranın tuvaletinde ellerimi yıkıyorum, başta sadece ben vardım…
Çok şık bakımlı bir anne, çocuğunu çekiştirerek, iterek içeri soktu…
Ben bakınca, bana ‘sana ne’ der gibi bir bakış attı…
Sonra da çocuğuna,
“Yine mi kakan geldi, bıktım senden, hiç bir yerde oturamıyorum! Bir de ne zaman tuvalete otursan, yapamadım diye kalkıyorsun! Kaç bin kez tuvalete gideceksin?” dedi.
Çocuk 4 -5 yaşlarında ,gözlerine korku sinmiş;
“Ama ne zaman yemek yesem tuvaletim geliyor anne tutamıyorum …”
( Tuvaletten çıkıp çocuğu annesiyle bırakmak içime sinmedi. Azda olsa varlığım biraz anneyi frenliyor gibi geldi.. Makyaj tazeleme bahanesiyle işimi uzattım …)
Tuvalete girdiler…
Anne, “hadi! hadi!” diye bağırıyor…
Çocuk, “Anne korkudan içime kaçtı, yine yapamıyorum!” dedi…
Sonra yaka paça çıkarıp bana yine bakışlar atıp aşağı indiler…
İçimdeki acıyı anlatamam…
Temel tuvalet ihtiyacını gidermeye çalışan bir çocuğun kendini suçlu ve korkak hissetmesine mi, tuvaleti gelmesin diye yemek yemekten korkmasına mı, korkudan içime kaçtı diye tasvir etmesine mi, kendi ailesinin içinde gördüğü şiddete mi üzüleyim, yoksa benzer olaylarla her geçen gün biraz daha fazla karşılaşmalarımıza mı?
Ne oluyor bizim ülkemizin insanlarına…
Ne olur da bir anne çocuğuna sevgisini, şefkatini kaybeder…
Çocuklarımız bu tür acılarla büyümesin istiyorum …
En derin saygı ve sevgilerimle …
***
Yukarıdaki mektubu okuduğunuz için teşekkür ederim.
Biliyorum, şimdi hepimiz o çocuğu düşünüyoruz ve içimizde bir acı var.
Çocuklar bizim çocuklarımız.
Anne ve babaların olgunlaşıp bilinçlenmelerine el birliğiyle yardımcı olalım.
Lütfen paylaşalım ve çocuklarımızla ilişkilerimizin onları nasıl etkilediğini düşünelim.
Okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkür ederim.
Doğan Cüceloğlu