Henüz hayatın başındaki çocuklar durmadan gelişme ve ilerleme potansiyeli taşırlar. Çocukluk çağlarının doğru yönlendirmelerle şekillendirilmesi, çocuğun ileriki yaşamında daha sağlam adımlar atmasına, bedenine ve zihnine güvenen, hem kendine hem de çevresine maksimum seviyede fayda sağlayan bir birey olmasına katkıda bulunacaktır.

Burada çok daha sağlıklı ve başarılı bireyler olmaları için çocuklarımızın geliştirmeleri gereken en önemli üç noktadan bahsetmek istedim.

 

Öğrenme Becerisi ( bilimsel bütünlük )

Gelişen teknoloji çağında bilim artık her yerde. Kişinin bilgiye ulaşması kadar, bu bilgiyi paylaşması da çok kolay. Bu nedenle öğrendiklerimizden, bize öğretilenlerden çok, öğrenmeyi nasıl öğreneceğimiz ve bu bilgileri nasıl işe koşup nasıl yorumlayacağımız daha önemli. Bunun için kişinin bilgiye ihtiyaç duyması, bilgiyi hayatındaki problemlerin çözümünde bir anahtar olarak kullanması önemli. Yaşantının bir parçası olan bilgi kalıcı ve etkili olacaktır bu sayede. Örneğin küçük bir çocuk algoritmayı, karşılaştırmayı, hesaplamayı bir çizgi film tasarlama programıyla kolayca öğrenebilir. Öğrenilen bilgi ne kadar işlevselse o kadar kalıcı olur.

Beden Sağlığı (bedensel bütünlük)

Bedenimiz tüm kas yapısıyla, BEYİN başta olmak üzere, kullandıkça kapasitesini ve işlerliğini artıran bir mekanizmadır.  Ve bu beden… Biz var oldukça mecburen bizim yanımızda olacaktır. O nedenle onu küçük yaşta korumayı ve performansını artırmayı ve kullanmayı öğrenmeliyiz. Bunun için spor bilinci çok küçük yaşlarda verilmeli ve sporu sadece başarı elde etmek için değil, sürecin önemli olduğu, sahip olduklarımızın sınırlılıklarını ve kapasitesini bildiğimiz ve geliştirdiğimiz bir eğitimin parçası gibi görmeliyiz.

Estetik Bakış açısı ( ruhsal bütünlük)

Sanat ilk çağlardan beri en temel isteklerimizi ve güdülerimizi anlatma aracı olarak kullanılmıştır. Bir resme bakarken detayda gördüğümüz bir renk her bir birey için farklı hikayelerin başlangıcı ya da ortası olabilir. Bir müzik notasında hissettiğimiz duygu paha biçilmez bir yola açılan bir kapı olabilir.  Bir heykeldeki anlatım, hayal gücümüzün onda gördüğüdür.

Çocuğumuzun sanatsal bakış açısını artırdığımızda ona bir adım sonrasını hayal etme imkanı veririz. Bu yolla çocuklarımız iyiyi ve güzeli öğrenilen değil üretilen bir olgu olarak görür ve yaratıcılıklarını yaşamın her alanında rahatça kullanabilirler. Sanattan kazanılan estetik, bir matematik sorusundaki estetiğe, bir spor branşındaki estetik harekete de dönüşecektir.

KAYNAK=http://www.gazetevatan.com