Şiddetli geçimsizlik ve aldatma, boşanma davalarında tarafları akılalmaz bir hırsa sevk edebiliyor. Delil bulma amacıyla hareket eden eşler, birbirlerinin telefonunu karıştırıp ekran görüntüleri aldığı gibi, karşı tarafın cihazına casus yazılımlar da yüklüyor. Hatta dedektif tutup takip ettirenler bile var. Bu durumda özel hayatın gizliliğinin ihlali ve suç unsurları devreye giriyor. Uzman isim konu ile ilgili önemli detaylara dikkat çekti…

Evli çiftlerin bazıları birbirlerinin telefonuna göz ucuyla bile bakmazken, bazıları da oldukça meraklı olabiliyor. Gizlice ya da göz önünde kadın erkek fark etmeksizin eşinin telefonunu kontrol eden kişiler var. Bu ‘öylesine bakma’ maksatlıysa sorun olmuyor.

Ancak boşanma aşamasında olan taraflar arasında delil amaçlı böyle bir durumun yaşanması suç teşkil edebiliyor. Kişinin cep telefonunu kendi rızası dışında alıp delil bulunduğu takdirde kayıtların ve videoların aktarımı, sosyal medya uygulamalarından ekran görüntüsü alma, karşı tarafın telefonuna casus yazılım yüklenmesi gibi bazı unsurlar buna dahil. Yani özel hayatın gizliliği aslında evli çiftler için de geçerli.

GİZLİCE HTS KAYITLARINI KENDİ TELEFONUNA ALDI

Konuyla ilgili çok sayıda Yargıtay kararı da mevcut. Örnek olayda bir çift devamlı tartışmaya başladı ve sonunda şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmak için Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Davacı erkek, gizlice boşanmak üzere olduğu eşinin telefonuna ait HTS (Geçmişe dönük iletişim trafiği) kayıtlarını kendi telefonuna yönlendirdi. Durum ortaya çıktı; kadın hayatının şokunu yaşadı. Ardından Asliye Ceza Mahkemesi’ne yolunu tutarak kocasından şikayetçi oldu ve ‘Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme’ suçundan dava açıldı.

6 AYLIK ARAMA BİLGİLERİNİ İÇERİYOR

Adama 2 yıl hapis cezası verildi. Karar temyiz edilince devreye Yargıtay girdi. Yüksek Mahkeme, eşe ait GSM hattının son 6 aylık arama bilgilerini içeren kişisel veri çerçevesindeki HTS kayıtlarını kendi telefonuna yönlendirerek almanın ‘verileri hukuka aykırı ele geçirme’ suçunu oluşturduğuna dikkat çekti. Cezanın alt sınır olan 1 yıl şeklinde belirtilip 2 yıl ceza verildiği için hapis kararı bozuldu.

Peki bu durumda hangi Boşanma davalarında ‘haklı’ çıkaracak ses yazışma görüntü kayıtların kullanılması hukuka aykırı bir delil mi? Yargıtay kararlarında hukuka aykırı kabul edilen deliller neler? Telefon karıştırmak suç mu? Telefonda delil niteliğinde bir bilgi bulup kendi telefonuna aktarmak suç mu?

Türkiye Bilişim Derneği İzmir Şubesi Hukuk Çalışma Grubu Genel Sekreteri Resul Göksoy, hukukumuz açısından temel kriterin Anayasa’nın 38. maddesinin 6.fıkrasında belirtilen “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” ifadesi olduğunu söyleyerek, konuya ilişkin önemli bilgiler verdi.

KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI…

Avukat Resul Göksoy, “Hukukumuzda gizlice kaydedilen video, ses, fotoğraf gibi kayıtlar ya da mesajlaşmalar suç oluşturabilir ve neticesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan ya da özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ceza verilebilir.” dedi.

HUKUKA UYGUNLUK İÇİN ŞARTLAR

Avukat Göksoy, Yargıtay’ın verdiği benzer mahiyetteki kararlardan hangi şartların bir arada bulunması halinde hukuka uygun kabul edileceğini şöyle sıraladı:

 

-Bir daha kanıt elde etme imkânının bulunmaması-Yetkili makamlara başvurma imkânı bulunmayan ani gelişen bir durum olması-Kendisine, ailesine veya akrabalarına yönelen bir suç veya haksız fiil olması-Delillerin kaybolmaması amacıyla ve sadece yetkili makamlara sunularak kullanılması.

GÖRÜŞME İÇERİĞİNİN DETAYI ÖNEMLİ

Yargıtay’ın bazı kararlarında görüşme içeriklerinde özel hayata dair bir husus yoksa bunun özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmediğini vurgulayan uzman isim, AYM’nin kararına dikkat çekti:

Yine burada önemle belirtmekte yarar var ki, Anayasa Mahkemesi Eylül 2022’de verdiği 2018/16857 sayılı kararında, yukarıda bahsi geçen Yargıtay kararlarında ortaya konulan şartların sınırlarının özel hayat alanını korumasız bırakacak şekilde belirsiz olmaması gerektiğini, söz konusu kararların mevcut olaylara uygulanırken kişisel verileri ve özel hayatı ne derecede etkilediğinin ortaya konulması gerektiğini, sadece delil elde etme amacına üstünlük verilmemesi gerektiğini, menfaatler arasında bir denge kurularak ölçülü bir müdahale olup olmadığı ve amaçlanan sonuca başka türlü ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirmeden neticeye varılmaması gerektiğini belirtmiştir.

HUKUKA UYGUN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN

Bu açıklamalar çerçevesinde her dosyada kendi özel şartları içinde bu tür delillerin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Avukat Resul Göksoy, yukarıdaki şartları taşıyan ses, video, yazışma görüntülerinin mahkemelerce hukuka uygun olarak kabul edilmesinin mümkün olduğunu da ifade etti.

‘USULSÜZ ELDE EDİLEN DELİL KULLANILAMAZ’

‘Yargıtay kararlarında hukuka aykırı kabul edilen deliller neler?’ sorusunu yanıtlayan Göksoy, “Yargıtay, eski kararlarında mesela izinsiz yerleştirilen ses kayıt cihazı ile alınan ses kayıtlarının boşanma davasında delil olabileceğini belirtmekteydi. Ancak yeni tarihli kararlarında yukarıda sıraladığımız şartları kriter olarak belirlemeye başladı. Üstelik bu şekilde alınan ses kayıtlarını diğer eşin güvenini sarstığı için onun lehine boşanma sebebi olarak da kabul etti.

Usulsüz olarak yaratılan delil ve usulsüz olarak elde edilen delil ayrımı yapmaya başladı. Usulsüz yaratılan delilin hiçbir şekilde kullanılamayacağını ancak usulsüz elde edilen delillerin dosyanın durumuna göre yukarıdaki şartlar çerçevesinde değerlendirilebileceğine karar vermeye başladı. Bu çerçevede örneğin, delil oluşturmak için önceden planlı şekilde ses kaydı alınmaya başlanıp sorular sorarak delil oluşturulması usulsüz yaratılan delil olarak değerlendiriliyor ve hukuka aykırı olarak kabul ediliyor.” dedi ve böyle alınan kayıtların suç da oluşturduğuna dikkat çekti.

DEDEKTİF TUTMAK VE TAKİP ETTİRMEK İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Bu karşılığın bize veya yakınlarımıza karşı ani gelişen bir olayda, önceden planlamadan, sadece delil elde etmek için ses kaydı veya video kaydı alıp bunu kimseye vermeden, herhangi bir yerde paylaşmadan sadece savcılığa veya mahkemeye vermenin suç olarak kabul edilmediğini söyleyen Avukat Göksoy, dedektif tutmakla ilgili de önemli açıklamada bulundu. Göksoy dedektif tutmak ve takip ettirme ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

 

Bir başkasını detektif olarak tutarak bir kişiyi sürekli takip ettirerek video veya fotoğraflarını çektirmek suçtur. Bunu yapan kişi de yaptıran da ceza alır. Burada suç olan dedektiflik değil dedektifin hukuka aykırı olan eylemleridir. Yine burada bir hususa daha dikkat çekmek gerekir. Bahsi geçen şekilde gizli olarak çekilen video veya fotoğraflarda görünen 3. kişiler açısında da suç işlenmiş olabilir. Bu açıdan da söz konusu kayıtların değerlendirilmesi yerinde olur.

ARAMA VE SMS İÇERİĞİ GELMİYOR AMA…

Telefon günümüzde bilgisayarlardan bile daha kişisel bilgilerimizi kaydettiğimiz cihazlardan. Dolayısıyla eşler arasında bile olsa ölçülülük değerlendirmesi yapılırken özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı daha ağır basabiliyor. Ayrıca kilitli bir telefonun şifresini bir şekilde ele geçirerek bunları elde etmek suç oluşturabiliyor.

Uzman isim konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Yargıtay’ın aldatmaya dair yazışmaların ekran resimlerini izinsiz olarak alıp delil olarak kullanılması konusunda verdiği bir kararda hukuka uygun olduğu değerlendirilmiştir. Daha önce de belirttiğim gibi bunun aksi yönde kararlar da mevcuttur. Arama ve SMS kayıtları açısından dava sırasında HTS kayıtlarının mahkeme tarafından istenmesi talep edilebilir. Bu kayıtlarda arama içeriği veya SMS içeriği gelmez. Sadece hangi numaralar ile hangi saatlerde iletişim kurulduğu ve ne kadar süre iletişim kurulduğu görülebilir. Böylece risk olmadan bir delil etme imkanı doğabilir.” dedi.

KARŞILAŞILMASI YÜKSEK OLUMSUZ SONUÇLARI ENGELLEYEBİLİR

Tüm bunların özeti olarak denilebilir ki, sınırsız ve orantısız şekilde istediğimiz gibi video, ses veya yazışma içeriklerini kaydetmek suç oluşturur. Yargıtay’ın delil olarak kabul ettiği kayıtlar çok daha sınırlı ve bahsi geçen şartlara uygun olan kayıtlardır. Tüm bunların değerlendirmesi ise olay ve dosya kapsamına göre yapılacağından böyle bir kayıt almadan veya alınmışsa bile bunu kullanmadan bir avukatın hukuki desteğine başvurmak karşılaşılması yüksek olumsuz sonuçları engelleyebilir.

HTS KAYITLARI NEDİR?

Historical Traffic Search (HTS) kayıtları, kişinin telefonundaki konuşmalar, mesajlaşmalar gibi verilerin bütünüdür. HTS Kayıtları, kişilerin telefonlarıyla gerçekleştirdikleri görüşmelerin arayan, aranan, arama zamanı, arama süresi, arama yeri ve sinyal alınan baz istasyonları gibi bilgilerini kapsamaktadır. Kısaca iletişim kayıtlarıdır.