Yemeyen ve uyumayan çocuk kadar anne babayı hırpalayan çok az durum vardır. Bilmeyen azımsar, anlamaz ama bilenler nasıl çaresiz hissedildiğini çok çabuk kavrar…
Herkes lokum kıvamında bebek büyütsün ister elbette ama hayat gibi aynı, hep düz yollar çıkmıyor karşımıza ebeveynlik yolculuğunda.
Belki biraz fikir verir diye paylaşayım istedim küçük ipuçlarını;
1- Dahil edin: Çocuklar herhangi bir konuda işin içinde yer alırlarsa, o olaya karşı sempati geliştirirler.
➖ Çocuğumuza özel resimli alışveriş listesi hazırlamak ve alışverişte yardımını istemek,
➖ Yemek yaparken baharat vs. eklemesini istemek, tadına bakmasını istemek,
➖ Yemek hazırlıklarına katılmasını desteklemek,
➖ Sofranın kurulmasında destek istemek,
➖Yemek menüsünü beraber oluşturmak…
Bu ve benzeri durumlar çocuğumuzun aktif olarak “yemek” sürecine katılımını sağlar ve bu da genellikle gösterdikleri defansif davranışların azalmasını destekler…
? Mücadele etmek yerine uzlaşmaya çalışmak gerginliği azaltırken soruların çözülmesini kolaylaştırır.
2- Örnek olun;
➖ Çocuklar her konuda duyduklarını değil gördüklerini ve yaşadıklarını daha kolay öğrenirler. Bu nedenle örnek olmak önemlidir.
➖ Masaya birlikte oturmak ve aynı yemekleri yediğimizi göstermek bir süre sonra doğal “yemek” düzenini öğrenmesini kolaylaştırır.
➖ Ailede yemek seçen bireylerin varlığı çocuğun yemek seçmesini arttırır. Bu nedenle yemek seçsek bile bunu çocuğa farkettirmememiz önemlidir.
➖ Başkalarının yanında çocuğumuzla ilgili olumsuz eleştirilerden kaçınmalıyız. Olumlu özelliklerini anlatmak o davranışları pekiştirir.
➖ Alışveriş sırasında ya da dışarıda sağlıksız besinleri yermek yerine sağlıklı olanları öne çıkarmak daha etkili olur. Unutmayalım ki, yasak olan her zaman dikkat çeker.
➖ Sağlıksız ve muzur atıştırmalıkları bazen tüketmek isteriz ama bunu çocuğumuzun gözüne sokmadan yapmalıyız. Elimizde parlak cips paketi varken çocuğumuza havuç sunmamız çok inandırıcı olmayacaktır.
? Anlatmak yerine yaşatmaya çalışmak gerginliği azaltırken soruların çözülmesini kolaylaştırır.
3- Acele etmeyin;
➖ Ek besine geçerken genellikle anne-babalar olarak heyecanlı ve sabırsız davranabiliyoruz. Telaş etmek ve panik olmak çocukları olumsuz etkiler. Sakin olmaya çalışmalıyız.
➖ Yeni besinlerle tanışma bazı çocuklar için zaman alabilir. Acele ederek ısrarcı görünmek yerine zaman vererek çocuğumuzun istek duymasını beklersek, daha az dirençle karşılaşırız.
➖ Farklı lezzetlere alışması için yapacağımız denemelerde önereceğimiz sebze/meyvenin mevsimi olmasına dikkat etmeliyiz. Hem sağlık hem de lezzet açısından zamanında verilecek yiyecekleri tercih etmeliyiz. Ocak ayında çilekle tanışan bir çocuğun çilekten hoşlanmaması oldukça normaldir.
➖ Yemek sürelerini belirlerken çocukların gelişimlerini göz önüne almalıyız. Yemeğin çabuk yenmesi için yapacağımız ısrar ve acele etmesi isteği hem yemeğin keyfini kaçıracak hem de zamanında bitiremediği icin çocuğumuzun kendisini yetersiz hissetmesine yol açacaktır.
➖ Tabağına koyduğumuz kadar yemeği bitirmesi için de acele etmemeliyiz. Aksine bitirebileceğinden daha küçük porsiyonlar hazırlamak çocuğumuzun kendisini yeterli hissetmesine yardımcı olur, başardığını hisseder ve yemek için gösterdiği direnişi azaltır. Biliyoruz ki çoğu zaman “anne porsiyonları” çocuğun yiyebileceğinden çoook daha fazladır.
➖ Beslenme yaşam boyu sürmesiyle bir maratona benzer. 100 metre koşusu gibi hız ve acele değil sabır ve sakinlik ister.
Çocuğumuzun fiziksel ve zihinsel olarak bir sorunu yoksa eninde sonunda yemek yiyeceğinden emin olmalıyız…
Çocuk Gelişim Uzmanı