Dün bir kardeşimle yürüyordum, yolda bir tanıdığına rastladık. İki hoş beşten sonra “Ee çoluk çocuk yok mu oğlum daha?” dedi. Bir anda irkildim ama ok yaydan çıktı bir kere. On dakika boyunca çocuk yapmanın ne kadar güzel bir şey olduğuyla ilgili nutuk çekti.
Halbuki kardeşimin çocuğu olmuyordu…
Sustuk, kendisine sorsak bir on dakika da aslında ne kadar “iyi niyetli” olduğuyla ilgili nasihat çekeceği için nasihatlerini çekip vicdani tatminini yaşayıp bırakmasını bekledik.
Nutuk bitip yolumuza devam ederken bir süre sustuk bir şey konuşmadık. Dayanamayıp “En son ne zaman gördün az önceki arkadaşı?” dedim. “Bilmem, birkaç sene olmuştur” dedi ve başladı dökülmeye.
“Ulan bilmiyor muyum ben çocuğun güzel bir şey olduğunu. Denemediğimiz tedavi kalmadı. Nasip etmiyor işte Allah” diye yolun ortasında başladı ağlamaya.
Teskin dahi edemedim. Ağlaması bitti, hiç konuşmadık yola devam ettik.
İnsanların hayatlarına böyle gereksiz “iyi niyetli” müdahalelerin ne gibi yaralar açacağını düşünüyordum bir süredir. Dehşetli bir örnek oldu.
Evlenip yuva kurmak isteyen ama bir türlü nasip olmayanların, böyle “iyi niyetli” tavsiyeleri savuşturmak için “yok yaa bekarlık sultanlık eheheh” diye yalanlara sarılsa da, her tavsiyenin sırtlarına ne kadar büyük bir yük bindirdiğini yaşamayan bilemez herhalde.
Aynı şekilde kiloları sebebiyle aynaya bakmaktan çekinen, birisiyle karşılaşınca kilolarıyla ilgili “Amma şişmişsin ya biraz dikkat et kendine” diyecek diye insan içine çıkmaktan vaz geçenlerin stresini çekmeyen bilemez.
Belki çocuk sahibi olmak için yanıp tutuşan birinin eşinin çocuğu olmuyordur ve kendi içlerinde bu imtihana göğüs gerebilecekken toplumsal yük sebebiyle evliliği sürdüremeyecek hale gelecekler.
Belki bir yuva kurma hayali içinde olsa dahi iffetini koruyan kişi, bu baskılar sebebiyle “talibim yoksa demek ki bende kusur var” psikolojisine girip önüne çıkan ilk saçma sapan kişiyle sırf laf olsun diye evlenecek ya da taliplerini arttırmak için olmadığı bir kişiye dönüşecek.
İnsanların hayatında bu tarz mevzularda tavsiye verme pozisyonunda olan 1 ya da 2 kişi vardır. O da güzel bir üslupla önce gerçekten istemediği için mi yoksa nasip olmadığı için mi çocuğu olmuyor / evlenmiyor / kilosunu düzeltmiyor bunları öğrendikten sonra tavsiyede bulunur.
Maalesef toplumumuzda böyle “iyi niyet” kılıfına sarılmış, bilmediği hayatlara müdahil olma gibi önemli bir arıza var ve bu arıza kim bilir ne ailelerin yıkılmasına, ne saçma sapan evliliklerin kurulmasına, ne psikolojilerin bozulmasına sebebiyet veriyor.
Çok sevdiğim bir söz var, “cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir” diye.
İnşallah hal dilini öğrenir ve bu arızalarımızı tedavi ederiz.
Yoksa yollarımıza döşediğimiz taşlar böyle kalp kırdıkça bizi çok hayırlı bir yere çıkarmayacak.
Erdem Sezer