Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, evlatların aşılanmasına ilişkin, “Yetişkinleri bu süreçte öğrenme basamağında kullandık. Baktık ki onlarda her şey pozitif yönde gidiyor, herhangi bir sorun yok, bundan sonrasında artık çocuklarda uygulanabilir tarafına doğru geldik” dedi.

addtext 04 21 06.09.08

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Ulusal Eğitim Bakanlığı’nca çevrim içi düzenlenen ‘Küresel salgın döneminde evlatların ruh ve gövde sağlığı’ temalı programda velilerin sorularını cevapladı. Prof. Dr. Kara, koronavirüs salgınında çocuklarda bulaş hızının artmasıyla ilgili sual üstüne, bulaş hızında artış bulunduğunu; fakat çocuklarda ek olarak artışın söz mevzusu olmadığını söylemiş oldu. Kara, “Evlatlarımızın bu hastalıktan etkilenme oranları fazlaca düşük. Bu hastalığın çocuklarımızda sorun yaratma ihtimali fazlaca düşük; fakat cemiyet içindeki rakamlarımız fazlaca büyüyünce istesek de istemesek de hasta olan çocuklarla karşılaşmaya başlıyoruz. Çocuklarımız da virüsü alabiliyorlar ve virüsü aldıkları şekilde de taşıyabiliyorlar. Burada mühim olan, bizim kurallarımızı koyarak, çocuklarımızı okula devam ettirip, okullarımızı mümkün olmasıyla birlikte açık tutmamız” diye konuştu.

“KAYBETTİĞİMİZ ÇOCUKLARIMIZ VAR”

Prof. Dr. Kara, bugüne dek virüsün küçüklere geçişinin ev kaynaklı bulunduğunu belirterek, “Evlerde eğer en küçük bir hastalığı olan şahıs olduğu anda, biz o evladı okula göndermeyip de kontrol yapmış olup sonucu negatif çıkıyorsa ondan sonrasında gönderirsek okullara geçiş olasılığını fazlaca ciddi anlamda azaltmış oluruz. Oldukca büyük bir başarı sağlarız. Çocuklarda virüsü alıp da bizi fazlaca korkutan bir tablo yok; fakat etkilenen çocuklarımız var, kaybettiğimiz çocuklarımız var; fakat sayılarımız her neyse ki fazlaca fazlaca azca. Çocuklarımızı korumak için bizim elimizden geleni yapmamız gerekiyor; fakat okulu açık tutabilmek için hep beraber hareket etmemiz, cemiyet olarak hep beraber olmamız lazım. Çocuklarımıza extra bir itina göstermemiz gerekiyor” dedi.

“ÇOCUKLARDA AŞILAMAYA BAŞLAMA TARAFINA GELDİK”

Prof. Dr. Kara, evlatların aşılanıp aşılanmayacağı mevzusuna ilişkin, “Aşıların fazlaca güvenli olmasını istiyoruz. ‘Oldukca güvenli’ derken de milyon dozlar uygulansa bile istenmeyen yan tesirleri olmasın, olabilecekse de yan tesirleri fazlaca azca olsun, diye düşünüyoruz. Yetişkinleri bu süreçte öğrenme basamağında kullandık. Baktık ki onlarda her şey pozitif yönde gidiyor, herhangi bir sorun yok, bundan sonrasında artık çocuklarda uygulanabilir tarafa doğru geldik. Dünyada bazı çalışmalarda 12 yaşın üstünde koruyuculuğunu gördük. Şimdi 6 ay ile 12 yaş arası verileri görmeye başladık. Bizim devletimizde de buna yönelik değerlendirme ve çalışmalarımız var. Bu şekilde olunca da çocuklarda aşılamaya başlama tarafına doğru kayacağız” diye konuştu.

“HAVALANDIRMA VE MASKE İLE SIFIR RİSK”

Prof. Dr. Kara, okulda ve sınıflarda maskelerin çıkarılması mevzusuna ilişkin ise “Eğer kapalı bir alanda siz 4-5 dakika kalacaksanız ve aranızdaki mesafeyi koruyabiliyorsanız fazlaca büyük bir sıkıntımız yok. Süre birazcık uzuyorsa 10 dakikalara geliyorsa risk başlıyor. Havalandırırsak bu süre 30 dakikalara kadar uzar; fakat havalandırma artı maske dediğimiz anda sıfır riske geliyoruz. Aralarda değişimli olarak kısa sürelerle maskeyi çıkarabiliriz. Bu aktiviteler için olabilir, yüz ve mimiklerle oyun için olabilir; fakat aynı anda olmamasına itina göstermek lazım. Biz çocuklarımız için aslen sıfır risk istiyoruz. O nedenle de mümkün olmalarıyla birlikte maskeli olmaları, dönüşümlü olması, sayıların kısıtlanması bunlar fazlaca büyük avantajlar” dedi.

“2-3 GÜN ÖNCE YAYGIN BULAŞTIRICILIK BAŞLIYOR”

Pek fazlaca hastalıkta yakınma başladığında en yüksek bulaştırıcılığın başladığını belirten Kara, “SARS-CoV-2 dediğimiz bu virüs ve Covid dediğimiz bu hastalıkta şikayetler başlamadan 2 ile 3 gün ilkin fazlaca ciddi anlamda yaygın bulaştırıcılık başlıyor. Bir ihtimal bugün virüsü taşıyor olabilirsin etrafa saçıyor olabilirsin; fakat 2 gün sonrasında fark edeceksin yada asla fark etmeyebilirsin. O nedenle çevresinde yakınında uzağında herhangi bir şahıs var ise açık havada da olsa maske takalım. Sokaktaysak, şehirdeysek, karşımızdan gelen bir şahıs var ise hem onun sağlığı için hem de onda olabilecek virüsün bana geçmemesi için maske takmak lazım. Virüsü taşıyan şahıs maskeyi takarsa etkinlik yüzde 75. Hem o şahıs hem karşısındaki maskeyi takarsa etkinlikler neredeyse yüzde 98-99. Hele bir de mesafeye dikkat ediyorsa ortam havalanıyorsa risk sıfıra iniyor. O nedenle maske fazlaca fazlaca mühim fakat daha önemlisi mesafe ona da lütfen dikkat edelim” diye konuştu.

“BÜYÜKLERİMİZİN AŞI OLMASI GEREK”

Aşılamada istenilen başarının elde edilmesinin önemine değinen Prof. Dr. Kara, “Şu anda aşıyı sunduğumuz halde bazı büyüklerimizin aşı olmada tereddüt yaşadıklarını ve birazcık çekingen olabildiklerini görüyoruz. Hem kendileri için hem çocuklarımız için onların aşı olmaları gerekiyor. Kimi zaman yalnız bireyi korumak için değil toplumu ve toplumda çocuklarımızı korumak için aşı olmaları gerekiyor. Kurallara uyup da biz bilhassa yaz aylarının avantajını da sağlayıp iyice rakamlarımızı aşağı doğru çekebilirsek okulların mümkün olduğu en yaygın şekilde açık olması için elimizden geleni yapıyor oluruz” dedi. (DHA)